İçki neden gençler için daha tehlikeli, asgari yaş sınırı ne olmalı?

Alkolün yaygın olarak tüketildiği kültürlerde gençlerin beyin gelişimini olumsuz etkilediği konusunda artan sayıda araştırma var. Uzmanlara göre kamu sağlığı ve kişisel özgürlükler arasındaki dengenin korunması ve gençlerin daha fazla bilgilendirilmesi önemli.

Dünya genelinde alkol tüketimine ilişkin yeni araştırmalar yaşla ilgili bazı varsayımları alt üst ediyor.

Bunlar arasında Avrupalıların İngilizlerden ya da Amerikalılardan daha sağlıklı bir içki içme kültürü olduğu ve gençlerin evde yemeklerin yanında içki içmelerine izin vermenin sorumlu alkol kullanımını öğreteceği gibi kabuller var.

Bu konuda artan farkındalık gençlerin daha bilgili tercih yapmasını ve ebeveynlerin bu konudaki tutumlarını etkileyebilir.

Alkol neden gençler için daha tehlikeli?

Gençler yasal olarak içki içme yaşını geçmiş olsalar bile alkolün gençler için daha tehlikeli olmasının birçok nedeni var.

Bunlardan ilki vücut büyüklüğü ve şekli: Gençler 21 yaşına kadar yetişkin boylarına ulaşamazlar ve boylarının uzaması durduktan sonra bile 30’lu veya 40’lı yaşlarındaki birinin cüssesine sahip olamazlar.

Hollanda’daki Maastricht Üniversitesi’nde araştırmacılarda ve gençlerde alkol tüketimini inceleyen “Beyond Legislation” kitabının yazarı Ruud Roodbeen, “Bu nedenle bir bardak içki içmek, gençlerin kanındaki alkol oranının yetişkinlere göre daha yüksek olmasına neden oluyor” diyor.

Ergenler zayıf vücut yapısının yanında daha yüksek bir kafa-vücut oranına sahiptirler.

İçki içtiğinizde beş dakika içinde beyninize ulaşır ve beyninizi genellikle zararlı maddelerden koruyan kan-beyin bariyerini kolaylıkla geçer.

Roodbeen, “Alkolün nispeten daha büyük bir kısmı gençlerin beyinlerinde kalıyor ve bu da gençlerin alkolden zehirlenme olasılıklarını artırıyor” diyor.

‘Gençlerin risk alma eğilimi daha yüksek’


Getty Images

Kafatasının içinde meydana gelen değişiklikler de aynı derecede önemli görülüyor.

Geçmişte, sinirsel gelişimin ergenlik çağının başlarında durduğu düşünülürdü, ancak yakın zamanda yapılan bir dizi araştırma, ergen beyninin en az 25 yaşına kadar süren karmaşık bir yeniden düzenleme sürecinden geçtiğini gösteriyor.

En önemli değişiklikler arasında beynin, bir hücrenin diğeriyle iletişim kurmasını sağlayan sinapsları budaması sonucunda “gri madde”deki azalma yer alıyor.

Aynı zamanda, uzun mesafeli bağlantılar olarak bilinen aksonları kaplayan beyaz madde çoğalma eğiliminde.

ABD’deki Güney Carolina Tıp Üniversitesi’nden nöropsikolog Lindsay Squeglia, “Bunlar beynin otoyolları gibi” diyor.

Sonuçta, bilgiyi daha hızlı işleyebilen daha verimli bir sinir ağı oluşuyor.

Zevk ve ödülle ilgili olan limbik sistem beyinde ilk olgunlaşan sistem.

Squeglia, “Bu bölgeler ergenller ve yetişkinlerde benzer durumdadır” diye açıklıyor.

Alnın arkasında bulunan prefrontal korteksin olgunlaşmasıysa daha yavaş gerçekleşir. Bu bölge duygusal düzenleme, karar verme ve otokontrol gibi daha ileri düzey düşünmeden sorumludur.

Bu iki bölgenin gelişimindeki göreceli dengesizlik, ergenlerin ve gençlerin neden yetişkinlere göre daha fazla risk alma eğiliminde olduklarını açıklayabilir.

Squeglia, “Ergen beyni freni olmadan gelişmiş bir gaz pedalına benzetilir” diyor.

Frenlerimizi gevşettiği bilinen alkol, özellikle aceleci gençler için olumsuz davranış ve suçtan oluşan kısır bir döngü yaratabilir.

Squeglia, “Dürtüsel davranan çocuklar daha fazla içki içmeye eğilimlidir ve içki içmek daha fazla dürtüselliğe neden olur” diyor.

Alkol beyin gelişimini nasıl etkiliyor?

Gençlerin sık ve çok miktarda içki içmesi beynin uzun vadeli gelişimine zarar verebilir.

Uzun süreli çalışmalar, alkol alma yaşındaki düşüşle beyindeki gri maddenin azalış hızının ilişkili olduğunu; beyaz maddenin artmasının ise engellendiğini gösteriyor.

Squeglia, “Bu süper otoyollar, içki içmeye başlayan çocuklarda asfaltlanmadan kalıyor” diyor.

Sonuçlar bilişsel testlerde hemen ortaya çıkmayabiliyor çünkü genç bir beyinde problem çözmeden sorumlu bölgeler, eksiklikleri telafi etmek için biraz daha fazla çalışabilir. Ancak bunu sonsuza kadar sürdüremez.

Squeglia, “Yıllarca içki içtikten sonra beyinde daha az aktivasyon ve bu testlerde daha düşük performans görüyoruz” diyor.

Erken içki içmek aynı zamanda ruh sağlığına da zarar verebilir ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde alkol bağımlılığı riskini artırabilir.

Bu özellikle ailesinde alkolik geçmişi olan kişiler için geçerlidir; ne kadar erken başlarlarsa, kendilerinin de alkolik olma olasılıkları o kadar artar.

İleri derecede alkol bağımlılığı riskiyle ilişkili genlerin, beyin gelişiminin bu kritik döneminde en etkili olduğu görülüyor.

Squeglia, “Biri ne kadar uzun süre beklerse, bu genlerin devreye girme olasılığı da o kadar düşük olur” diyor.

‘Avrupa modeli’ çözüm olabilir mi?


Getty Images

Bulgular gençlerin seçimlerini ve ebeveynlerin tutumlarını nasıl etkileyebilir?

Squeglia, “Mesajımız mümkün olduğu kadar geç başlamak çünkü beyniniz hala gelişiyor; alkol ve diğer maddelerin kullanımından önce beyninizin gelişmesine ve mümkün olduğu kadar sağlıklı olmasına izin verin.” diyor.

Alkolle ilgili yasalar siyasetin konusu ancak Squeglia, alkol tüketimiyle ilgili kamuoyu tartışmalarında sıklıkla “Avrupa modeli” sorusunun gündeme geldiğini söylüyor.

Fransa gibi bazı ülkelerde, küçüklerin aile yemeğine eşlik etmek üzere bir kadeh şarap veya bira içmelerine izin veriliyor.

Avrupa dışındaki birçok ebeveyn de, alkolle kontrollü ve yavaş bir tanışmanın gençlere güvenli bir şekilde içmeyi öğrettiğine, kısıtlamanınsa alkolü cazip bir “yasak meyve” haline getirdiğine inanıyor.

Araştırmacılara göre bu bir mit.

Squeglia, “Araştırmalar, bir ebeveynin alkol kullanımına ne kadar hoşgörülü olursa, çocuğun hayatının ilerleyen dönemlerinde alkolle ilgili sorun yaşama olasılığının o kadar yüksek olduğunu gösterdi” diyor.

Araştırmalar asgari yaş sınırının yükselmesinin sorumlu tüketimi teşvik ettiğini gösteriyor.

Linz Johannes Kepler Üniversitesi’nden Alexander Ahammer araştırmasına 16 yaşın üzerindeki herkesin yasal olarak bira veya şarap satın alabildiği Avusturya ile asgari yaş sınırının 21 olduğu ABD’yi kıyasladı.

Buna göre her iki ülkede de, asgari yaşı geçtikten sonra aşırı içki tüketiminde artış görüldü. Ahammer, “Ancak bu sıçrama 16 yaş sınırının olduğu Avusturya’da 21 yaş sınırının olduğu ABD’den yüzde 25 daha yüksekti” diyor.

Başka bir deyişle, alkol almak için daha uzun süre beklemek daha sorumlu davranışı teşvik etmiş gibi görünüyordu.

Kamu sağlığı ve kişisel özgürlükler dengesi

Bilimsel kanıtlar göz önüne alındığında, alkol tüketimi için asgari yaş beyin gelişiminin durduğu 25 veya üzeri olarak mı belirlenmeli?

Uzmanlar, kamu sağlığı yararları ve insanların kişisel özgürlük algıları arasında denge kurulması gerektiğinden bunun o kadar basit olmadığına dikkat çekiyor.

Ahammer, “Bir noktada insanların kendi kararlarını vermelerine izin vermeliyiz” diyor.

Kanada’daki McMaster Üniversitesi’nde bağımlılık davranışı üzerine çalışan James MacKillop, ergenlere alkolün riskleri ve olgunlaşan beyni nasıl etkileyebileceği konusunda daha iyi eğitim verilebileceğini öne sürüyor:

“İnsanların bu maddelerle ilgili sorumlu alışkanlıkları doğal olarak geliştireceklerini varsaymak fazlasıyla iyimser” diyor.